Sade, doğal ve sürprizlerle dolu bir yerden bahsediyoruz :)… Aslında Cunda’yı sevmek için bundan daha fazlasına gerek yok. Dışarıdan bakınca sıradan gözükebilen Cunda, her sokağında, her kaldırım taşında yeni bir sürprizle karşılar misafirlerini, yeni hikayeler sunar ve daha yenilerine ev sahipliği yapar.
Yıkık ya da yenilenmiş taş evleri, yamuk Arnavut kaldırımları ve tarihi dokusuyla herkese sevmek için kendi nedenini yaratma fırsatı veren Cunda, insanının sıcaklığı ve hoşsohbetiyle de zaman tünelinde eskiye götürür sizi, mahalle kültürünün olduğu, o sıcaklığın yaşandığı günlere…
Sadece yaz tatilcilerinin tercihi değildir Cunda, her mevsimde keyfini çıkarabileceğiniz ayrı güzellikler sunar. İlkbahar aylarında eski adlarından biri olan Moshinos’ u (Kokulu Ada) almasının nedeni olan iğde, kekik ve biberiye kokuları ile doğanın uyanışına şahit olabilir, yaz mevsimini bu sadelik ve doğallığın içinde bambaşka geçirebilirsiniz. Sonbahar ve kışın ise, denizin ve toprağın bolluk ve bereketinin tadını en taze balıklar ve yöresel otlarla çıkarabilirsiniz.
Biz Cunda’nın bu sade halinin keyfine varırken kendinizi evinizde hissedeceğiniz bir mekan yaratmak istedik. Rum mimarisine uygun taş duvarlarımız ve tavanlarımız, şömineli, deniz manzaralı ve bahçeli odalarımız, kahvaltımız, dekorasyonumuz ve diğer tüm detayları büyük bir heyecan ve bin bir emekle sizler için hazırladık. Yılın her günü Cunda’nın keyfini çıkarmanızı sağlayacak hamam, sauna ve tekne gibi küçük sürprizleri, Cunda’nın sunduğu sürprizlere ekledik. Ve heyecanımızı sizlerle paylaşmak için kapılarımızı açtık.